30 Mayıs 2013 Perşembe

Mehmet Özdilek(Şifo Mehmet) Golleri...


Mehmet Özdilek(Şifo Mehmet)'in Hayatı...



Mehmet Özdilek, 1 Nisan 1966'da Samsun'da doğdu. Futbola Samsun Ladikspor'da başladı. Amatör olarak burada oynarken 2. lig takımı Kahramanmaraş Spor Kulübü'ne transfer oldu. Takıma girdiği sezon, Kahramanmaraş Spor'un 1. lige çıkmasında büyük emeği geçti.
Kahramanmaraş Spor'da oynadığı dönem oyun stili ile büyük takımların dikkatini çekti ve 1988 yılında Beşiktaş Jimnastik Kulübü'ne transfer oldu. Beşiktaş'da 13 sezon boyunca forma giyen futbolcu, 9 numaralı formasıyla takımın değişmez futbolcularından biri oldu. Dönemin Belçikalı yıldız futbolcusu Enzo Scifo'ya benzetilmesi nedeniye antrenörü tarafından kendisine "Şifo Mehmet" lakabı takıldı.
Teknik direktör John Toshack döneminde yaşadığı sürtüşmeden dolayı kısa bir dönem ilk 11'in içinde yer alamadı. Başarılı bir orta saha oyuncusu olan Şifo Mehmet, 1.69 cm'lik boyuna rağmen kafa gollarinin unutulmaz futbolcusu oldu. Mehmet Özdilek, oynadığı 387 lig maçında toplam 130 gol kaydederek tüm zamanlarda Türkiye Birinci Ligi'nde en çok gol atan orta saha futbolcusu ünvanını aldı.
4 lig, 4 kupa, 4 Cumhurbaşlanlığı, 1 Başbakanlık ve 5 TSYD Kupası Şampiyonluğu yaşadı ve 38 kez milli forma giydi. 1990-1997 yılları arasında 31 kez yer aldığı milli takımda hiç golü bulunmamaktadır. 4 Ağustos 2001'de Beşiktaş'ın AC Milan ile yaptığı jübilesi ile aktif spor yaşamına son verdi. BJK İnönü Stadı'ndaki bu maçta Beşiktaş'ın Milan'ı yenmesi ile Türk futbol tarihinin en görkemli jübilelerinden biri yaşandı.
Centilmenliği ile tanınan Şifo Mehmet'in spor hayatı boyunca sadece bir kez kırmızı kart görmüş olması ve Türk Eğitim Gönüllüleri'ne yaptığı unutulmaz bağış ile birçok futbolcuya örnek oldu. Aktif spor yaşamına son verdikten sonra İngiltere'de bir yıl antrenörlük yaptı. Malatyaspor'da kısa bir süre teknik antrenörlük yaptıktan sonra 2005 yılında Fatih Terim'in yardımcısı olarak Milli Takım antrenörlüğüne başladı. 16 Kasım 2005'de İsviçre milli takımı ile oynanan Dünya Kupası eleme maçı sonrasında İsviçreli bir futbolcuya çelme attığı iddiası üzerine görevi bıraktı.

Sergen Yalçın'ın En İyi 10 Golü...


Sergen Yalçın'ın Hayatı


Ali Rıza Sergen Yalçın 10 Mayıs, 1972 İstanbul doğumlu eski Türk futbolcu ve futbol yorumcusu. Dört büyüklerin formalarını giymiş tek futbolcu.

Futbolcu Kariyeri 
Sergen Yalçın, futbola Beşiktaş’ın alt yapısında başladı. Burada Serpil Hamdi Tüzün’ün Türk futboluna kazandırdığı isimlerden biri oldu. Gordon Milne döneminde Beşiktaş A Takımı’na yükseldi. Üstün futbol yeteneği ile dünya spor otoritelerinin deyimiyle Türk futbol tarihinin gelmiş geçmiş en teknik futbolcusudur. Kullandığı serbest vuruşlar ve attığı gollerle isminden çokca söz ettirdi. 1991-1996 yılları arasında çok başarılı bir performans sergiyelen Sergen, bu performansı ile 1996 yılında Aykut Kocaman, Oğuz Çetin flaş transferi ile dikkat çeken İstanbulspor'a transfer oldu. 2 sezon İstanbulspor'da forma giydikten sonra Fadıl Akgündüz tarafından siirt Jet-Pa Spor'a tranfer oldu.Siirt Jet-Pa Spor'da hiç forma giymeyen Sergen, Fadıl Akgündüz tarafından sırasıyla, Fenerbahçe, Galatasaray, Trabzonspor, Galatasaray kulüplerinde kiralık olarak forma giydi. 

2002/2003 sezonunda Beşiktaş’a döndü ve Beşiktaş'ın 100. yılındaki şampiyonluğunun baş mimarlarından biri oldu. İstikrarsız geçen sezonlara ve uzun süren sakatlıklara rağmen 100 gol barajını aşan ender orta saha oyuncularından biri oldu. Özellikle...

Unutulmaz İlhan Mansız...


İlhan Mansız'ın Hayatı...



Doğum tarihi 10 Ağustos 1975
Doğum yeri Almanya
Mesleği Futbolcu
İlhan Mansız 10 Ağustos 1975 tarihinde Almanya'da doğdu. 2005/2006 sezonuna Ankaragücü'nde başlamıştır. Ancak Almanya'da geçirdiği trafik kazası ile sezonu kapamıştır.
Futbol Hayatı 
Almanya'da doğan ve annesi terzi, babası fabrika işçisi olan İlhan Mansız, 9 yaşındayken annesi kardeşi ve ablası ile birlikte ailesinin memleketi olan Eskişehir'e döndü. 4 yılını Eskişehir'de geçirdi ve ailesin Almanya'da kalması sebebiyle geri döndü. Bu dönüşle birlikte futbol hayatı da orada başladı.Ayrıca kardeşi erman Mansız da köln takımının genç takımında oynamaktadır.belki de geleceğin İlhan Mansız'ı O olacaktır.
Kariyeri 
SV Lenzfried, Kempten ve Augsburg takımlarında oynadığı futbol ve attığı gollerle dikkat çekti. Augsburg takımıyla Almanya Gençler Şampiyonluğu yaşayan İlhan, bir sene sonra ülkenin köklü takımlarından FC Köln'e transfer oldu. 19 yaşında yaptığı bu transferle futboldan ilk defa para kazandı.

Bundan sonraki dönemde ise ailesinin baskısıyla, Türkiye'deki futbol macerası başladı. İki senelik sözleşme ile Gençlerbirliği'ne transfer oldu. Ancak uyumsuzluk ve başarısızlık sebebiyle 6 ay sonra Almanya'ya döndü. Münih Türkgücü'nde amatör olarak futbola devam ederken parasal sorunsal nedeniyle tekrar Türkiye'ye dönemye karar verdi. İkinci Türkiye seferine İkinci Lig takımlarından Kuşadasıspor'da başladı.

Daha önceki Türkiye deneyiminde yaşadığı uyum sorunu Kuşadası'nda yine baş gösterdi. Kuşadası'ndan Samsunspor'a transferinden sonra futbolu bırakarak, yarım bıraktığı FOS Kempten Ekonomi Bölümü'ne devam etmeyi düşündü. Fakat son anda verdiği kararla Samsun'da kaldı.

Samsun'da 3 sezon boyunca son derece başarılı bir performans gösterdi ve olaylı bir şekilde takım arkadaşı Tümer Metin'le beraber Beşiktaş'a transfer oldu. Beşiktaş'ta ilk sezonu olan 2001/2002 sezonunda başarılı performansını sürdürdü ve attığı 21 golle gol krallığına ulaştı. Bu sayede Milli Takım'a kadar yükseldi.

Türk Milli Takımı'nın dünya üçüncüsü olarak tarihe geçtiği 2002 Dünya Kupası'nda üç gol attı. Ancak bu goller içinde çeyrek final maçında Senegal'e uzatmada attığı altın gol hayatının en önemli golü oldu. Bu sayede tüm dünyada tanınır hale geldi.

Dünya kupası sonrası uzun süren sakatlıklar serisi başladı ve bir sonraki sezon olan 2002/2003 sezonunda uzun süre Beşiktaş'ta kadroya giremedi. Ancak sezon ilerledikçe düzeldi ve lig şampiyonluğunda büyük rol aldı.

2003/2004 sezonuna da son derece başarılı bir başlangıç yapan İlhan Mansız, kulübünün ekonomik sıkıntıları sonucu devre arası Japon takımı Vissel Kobe'ye transfer oldu. Ancak Japonya'da da kısa sürede sakatlandı ve forma giyemedi ve sözleşmesi iptal edildi.

Daha sonra Almanya'ya döndü ve kısa süren Hertha Berlin ile anlaşması yine sakatlığı nedeniyle iptal edildi. 2005/2006 sezonunda sakatlığı geçti ve sezon başında Ankaragücü'ne transfer oldu. 11. hafta itibariyle 9 maçta 4 golü bulunmaktadır...

2006/2007 sezonu başında futbolu bıraktığını açıkladı.

Efsane Feyyaz Uçar...


Feyyaz Uçar'ın Hayatı...

       

    Türk futbol tarihinin unutulmaz golcülerinden biri olan Feyyaz Uçar, 27 Ekim 1963’te İstanbul’da doğdu. Futbola Avcılar Kulübü’nde başladıktan kısa bir süre sonra Beşiktaş Genç Takımı’na geldi. Serpil Hamdi Tüzün yönetimindeki genç takımın en iyilerinden biri olarak sivrilen Feyyaz’ın, A Takım’a geçişi de çabuk oldu. Şeref Stadı’nın tozlu sahasında golün her türlüsünü atan genç yıldız, 1982-83 sezonunda A Takım kadrosuna girdi. Attığı gollerle “Bay Gol” lakabını aldı. “Metin-Ali-Feyyaz” üçlüsünün en skorer ismiydi. 16 sezonda 320 lig maçında 170 golle, Beşiktaş’ın Türkiye Ligi’ndeki en büyük golcüsü oldu. Feyyaz Uçar, büyük maçların büyük golcüsüydü. Derbilere damgasını vuran ünlü forvet, Galatasaray’a 18, Fenerbahçe’ye 16 gol atarak Hakkı Yeten ve Şeref Görkey’in ardından yetişen en büyük golcü olduğunu kanıtladı. Ayrıca Türkiye Kupası’nda kaydettiği 17 golle tüm zamanlarda bu kupada en çok gol atan Beşiktaşlı unvanını da elde etti. 4 Lig, 3 Kupa, 4 Cumhurbaşkanlığı, 1 Başbakanlık, 6 TSYD Kupası şampiyonluğu yaşayan Feyyaz Uçar, 25 kez A, 3 kez Ümit ve 2 kez Genç Milli Takım formasını giydi. 1994-95 sezonunun başında Yönetim ile yaşadığı bir anlaşmazlık sonucu, Beşiktaş ile ilişkisi kesildi, Fenerbahçe’ye transfer oldu. Sarı-Lacivertli takımda bir yılı aşkın bir süre futbol oynadıktan sonra Kuşadası ve Antalyaspor’da da forma giyen ünlü yıldız, 1997’de futbolculuk yaşamını noktaladı. O, hep Beşiktaşlı Feyyaz olarak kaldı. Futbolu bıraktıktan sonra teknik adamlık yolunu seçen Feyyaz, Rıza Çalımbay’la birlikte önce Göztepe, ardından Denizlispor’da çalıştı. Feyyaz Uçar, 2002-2003 sezonu başında Lucescu’nun yardımcılığını üstlendi ve 100. yılımızdaki şampiyonluğumuzda büyük pay sahibi oldu.

Hakkı Yeten Fotoğrafları...








Hakkı Yeten'in Hayatı...


Hayatı
1yaşında iken ailesi İstanbul'da Beşiktaş semtine yerleşti. Babası Binbaşı Mahmut Nedim Bey 1914'de I. Dünya Savaşı'nda şehit düşünce o da asker olmaya karar verdi. 5 kardeşiyle birlikte yaşam savaşı veren Hakkı Yeten askeri okula yazıldı. Bu dönemde Beşiktaş Muradiye semtinde futbola başladı. Maltepe, Halıcıoğlu ve Kuleli askeri takımlarında oynadı. Beşiktaş Futbol Şubesi’nin kurucusu Şeref Bey tarafından Siyah-Beyazlı renklere kazandırıldı. Bu arada askerlik mesleğini bırakarak 1937 yılında Hukuk Fakültesi'ni bitirdi ve avukat oldu.
Futbol Kariyeri 
Karagümrük'de oynadığı dönemde; Bozkurt Kulübü, Karagümrükle bir maç almıştı. Bozkurt takımı devrin kuvvetli kulüplerinin futbolcularıyla takviye edilmişti. Rakip kaleyi zamanın meşhur kalecilerinden; Harbiyeli Paşa Sırrı koruyordu. Maç Halıcıoğlu Sahası'nda yapılacaktı. Maç günü takımlar karşılıklı dizildiği zaman, Baba Hakkı 'nın olmadığı farkedildi. Maç başladıktan az sonra Hakkı Yeten,Balat istikametinden gelen bir sandal içinde göründü. Taraftarlar oyunu bırakmış sevinçle ona doğru koşmaya başladı. Maça geç kaldığını anlamış olacak ki; sandalda soyunuyordu. O sahile çıktı, idareciler da takım kaptanı Sebahattine geldiğini haber verdi. Fakat Kaptan Hakkı 'nın geç kalmasına kızarak oyuna sokmadı. Maçın ikinci yarısında Hakkı'nın oynaması için İdareciler, Sabahattin'i ikna ettiler. Kaptan da verdiği cezayı yeterli görerek Hakkı Yeten 'i oyuna dahil etti. O gün yarım devre oynayan Hakkı Yeten, Bozkurt takımına 6 gol attı.
1931 yılında Hakkı Karagümrük'te oynarken Şeref BeyFenerbahçeliZeki Rıza Sporel'den daha atik davranarak Beşiktaş'a maletti. 17 yıl boyunca Beşiktaş formasını giydi ve bu dönemde takım kaptanlığı yaptı.
Beşiktaş forvetinde özellikle sağ açık olarak yer aldı. Otoriter ve teknik oyunculuğuyla kısa sürede kaptan oldu. Özellikle disipline verdiği önem nedeniyle kısa süre içinde “Baba” lakabını aldı. Saha dışında da tam bir beyefendi olan Hakkı Yeten, güçlü yapısıyla rakip oyuncularla ikili mücadelelerde kollarını açar ve karşı takım oyuncusu önüne geçemezdi. Askerliği yüzünden Ankara Demirspor'da oynadığı 1 sezon hariç hep Beşiktaş'ta oynadı.
Beşiktaş formasıyla gol kralı da oldu. İngilizArsenal'den teklif aldığı ancak kabul etmediği söylenir. Oynadığı 439 maçta 382 gol kaydederek Beşiktaş 'ın en golcü futbolcusu olmuştur. Derbilerde de en çok gol atan futbolculardandır. Hem Fenerbahçe'ye hem Galatasaray'a 30 gol atarak çok zor kırılacak bir rekora sahiptir.
1948 yılında (38 Yaşında) bir maçta taraftarın onu ıslıklamasından sonra
"Bu formayı bana taraftar giydirdi. Şimdi onlar isteyince de çıkarırım"”
diyerek futbolu o maçta bırakmıştır.
Otoriter yapısı ve takım üzerindeki ağırlığı üzerine anlatılanlar gerçekten bugünkü profesyonel futbolda zor inanılacak olaylardır. Bu anılara örnek olarak; kırmızı kart gören futbolcunun önce Baba Hakkı 'ya dönerek, "Çıkayım mı?" diye sorması ve o "Evet" deyince çıkması veya Harp Okulu ile Ankara'da oynanan ve ilk yarısı 3-0 yenik kapanan maçın devre arasında soyunma odasında
"Dönüş biletleriniz yırtarım, yürüyerek İstanbul'a dönersiniz"”
tehditi sonucu maçın ikinci yarısında Beşiktaş'ın 6 gol atarak maçı 6-3 kazanması verilebilir.
Ne kadar amatör ruha sahip olduğuna ve sportmenliğine örnek olarak anlatılan başka bir olay ise şu şekildedir. Fenerbahçe ile Şeref Stadı'nın çamurlu ortamında oynanan maçta Beşiktaş 2 farklı skorla önde gitmektedir. Maçın ortasında Beşiktaş atakları ardarda devam ederken orta sahada Fenerbahçekaptanının yanına gelen Hakkı Yeten şöyle der:
"Arkadaşlarına söyle biraz maça asılsınlar bu maçın zevki böyle çıkmaz."”


Başarıları Takım 








Milli Takım Kariyeri 
II. Dünya Savaşı nedeniyle Türkiye A Milli Takım çok az sayıda maç yaptığından Hakkı Yeten de yalnızca 3 kez ay-yıldızlı formayı giyebildi. 27 Eylül1931’de Bulgaristan’a 5-1 yenildiğimiz maçta tek golümüzü Baba Hakkı atmıştı.

Teknik Direktörlük Kariyeri iki defa, 1948-1949 ve 1950-1951 yılları arasında Beşiktaş teknik direktörlüğü yapmıştır.


Başkanlık Kariyeri Futbol Federasyonu'nda asbaşkanlık görevi de yapan Yeten, 3 kez BeşiktaşBaşkanlığı yapmıştır. Yönetimde olmasa da her zaman takım içinde söz sahibi olan Hakkı Yeten sert ve otoriter tutumunun ve hem kendi takımındaki hem de rakip takımdaki futbolculardaki ona karşı duyulan saygı nedeniyle Baba Hakkı unvaniyla anılmıştır.

bu gün HAKKI YETEN'in ölümünün 20. yıl dönümü saygıyla ve rahmetle anıyoruz.

Süleyman Seba'nın Kariyeri...

İlk yılları 

5 Nisan 1926 tarihinde Hendek'te doğan Süleyman Seba, ilkokulu Sakarya'da okuduktan sonra liseyi okumak için İstanbul'a geldi. İki yıl Galatasaray Lisesinde okuduktan sonra Kabataş Erkek Lisesi'ne geçti. Mezun olduğu Kabataş Erkek Lisesi'nin futbol takımında futbola başladı. Lisedeki ilk yıllarında Beşiktaş Genç Takımı'na girdi. Beşiktaş'ta oynadığı sırada İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'ne başlamasına rağmen eğitimine devam etmedi.


Futbolculuk kariyeri 

Seba, 1946'da Refik Osman Top döneminde A takıma yükseldi. 1946-47 sezonunda ilk İstanbul Ligi maçına sezonun ilk maçı olan Fenerbahçe derbisiyle çıktı. 4-3 yenildikleri maçta bir gol kaydetti. İlk sezonunda 9 maçta 6 gol atmıştı. O sezon Milli Küme'de şampiyonluk yaşayarak kariyerinin ilk şampiyonluğunu kazandı.

1947-48 sezonu Seba'nın geçirdiği en etkili sezondu. Sezona Başbakanlık Kupası'yla başlasalar da Seba o maçta forma şansı bulamamıştı. Ancak İstanbul Ligi'nde 14 maçta 8 gol atıp, takımının en golcü ikinci ismiydi. Ancak İstanbul ikincisi olmuşlardı.
1949-50 sezonunda kariyerinin ilk İstanbul Ligi şampiyonluğunu kazandı. 14 maçın hepsinde forma giyen Seba, bir gol atmıştı. Bu sezondan sonra 1950-51 ve İstanbul Profesyonel Ligi adına geçiş yapılan 1951-52 sezonunda da forma şansı buldu. Ancak 1951-52 sezonunda sakatlığı nedeniyle sadece 3 maç forma giyebilmişti. 1952-53 sezonunda da 9 maçta forma giyip 2 gol kaydetti. 1954'de 28 yaşındayken menisküs sebebiyle futbolu bıraktı.
1947 yılında İnönü Stadyumu'nun açılışı sebebiyle Beşiktaş ile İsveç'in AIK takımı yapılan maçta bu stattaki ilk golü atarak tarihe geçti. 1950'de Beşiktaş'ın ABD turnesinde de yer aldı.

Milli takım kariyeri

Süleyman Seba, kısa süren futbol hayatı nedeniyle Türkiye Milli Futbol Takımı forması giymese de 15 Mayıs 1952'de Yunanistan karşısında Türkiye Ümit Milli Futbol Takımı forması giydi. Türkiye'nin 1-0 kaybettiği maçın önemi Futbol Federasyonu'nun Milli Takımı temsil etme hakkını Beşiktaş'a vermiş olmasıydı.

Yöneticilik kariyeri 

1957'de Beşiktaş'a üye oldu. Altı sene sonra 1963'de ilk kez yönetim kurulunda yer aldı. Bundan sonra çeşitli dönemlerde aralıklarla kulüpte yöneticilik yaptı. 1984 yılında çok zor bir dönemdeMehmet Üstünkaya'dan yönetimi devraldığı başkanlık görevini 2000 yılına kadar devam ettirdi.
16 yıl süren Başkanlığı boyunca 8 kongrede rakiplerine sürekli üstünlük sağladı. Süleyman Seba başkanlığı döneminde kazanılan kupalar şu şekildedir:
Bu başarılar dışında istikrarlı bir şekilde başarıyı daim kılarak şampiyon olmadığı sezonlarda dahi futbol kulübü her zaman ilk iki içinde yer aldı. Futbol takımının altın dönemini yaşadığı bu dönemde Süleyman Seba'ya gelen eleştiri, amatör branşlara aynı ilgiyi göstermemesi olmuştur.
Sportif başarılar dışında 1980'lerin başında maddi yönden son derece sıkıntılı olan kulübü yönetimi boyunca tesis zengini ve maddi açıdan zengin bir kulüp haline gelmiştir. Seba dönemindeAkaretler'deki BJK Plaza, Fulya Stadı ve Kamp Tesisleri Yeşilköy, Pendik ve Çilekli tesisleri, BJK Koleji yapılırken, BJK İnönü Stadı da, 1998'de 49 yıllığına Beşiktaş'a devredildi.
Beşiktaş'a büyük hizmetlerde bulunan Seba, 1999-2000 sezonunda futbol takımının gösterdiği kötü performans sonucu tribün ve muhalefetin tepkisini çekmesi üzerine 2000 yılı Mart ayındaki kongrede aday olmamış ve yerine Serdar Bilgili seçilmiştir. Bu kongrede kongre üyeleri oybirliği ile Hakkı Yeten'den sonra Beşiktaş'ın ikinci onursal başkanı olarak Süleymen Seba'yı seçmiştir.
Başkanlığı bıraktığı 2000 yılında anısına Akaretler ile Maçka semtleri arasında uzanan Spor Caddesinin adı Süleyman Seba Caddesi olarak değiştirildi.
Seba, spor yaşamının dışında Milli İstihbarat Teşkilatı İstanbul Bölge Müdürlüğünde görev yaptı.

Süleyman Seba'nın Veda Konuşması...


Süleyman Seba'nın Hayatı...




Süleyman Seba5 Nisan 1926'da Sakarya'nın Hendek ilçesinde dünyaya geldi. İlkokulu Sakarya'da okuduktan sonra İstanbul'a gelen Seba, lise eğitimine, Kabataş Erkek Lisesi'nde başladı. Bir süre sonra, Kabataş Lisesi'nin futbol takımına girmesiyle, futbol yaşantısındaki ilk adımı atmış oldu. Son derece yetenekli olan genç oyuncuyu Beşiktaş'lı yöneticilerin keşfetmesi uzun sürmedi. 1943 yılında Beşiktaş genç takımına çağırıldı. Beşiktaş'ta da kaliteli futbolunu devam ettiren Süleyman Seba, o yıl genç takımın şampiyon olmasında büyük rol oynadı. Kısa süre sonra başarılı futbolu ödüllendirildi ve Beşiktaş genç takımı kaptanlık pazubandının sahibi oldu.
1945 yılında, Beşiktaş A takımına alındı. 1946'da, Kabataş Erkek Lise'sinden mezun olan Süleyman Seba, babasının isteği üzerine Mimar Sinan Üniversitesi Edebiyat Fakültesi , Fransız Filolojisi Bölümü'ne kaydını yaptırdı.1947 yılında İnönü Stadyumu'nun açılış maçında İsveç'in AIK takımına attığı gol, bu stadyumda bir Türk futbolcusunun attığı ilk gol olarak tarihe geçti. 1950 yılında Beşiktaş Futbol takımının Amerika'ya davet edilmesiyle , babasını üzmek pahasına, okulunu bırakarak, çok sevdiği Beşiktaş'la bir ay süreyle Amerika'ya gitti.
1954 yılında menüsküs geçirip futbolu bırakmak zorunda kalana kadar, 8 sene Beşiktaş forması altında ter döktü ve 44 gol kaydetti. O dönemler, futbolu bırakmasının asıl sebebinin, dönemin yöneticisi Sabri Usoğlu ve teknik direktörü Pupo Sandro ile yaşadığı sorunlar olduğuda söyleniyordu.
1957 yılında Beşiktaş Kulübü'ne üye oldu. Arkadaşlarıyla kurduğu "İdealist Grup", Beşiktaş kongresinin en etkili gruplarından biri olmuştu. Bu güç sayesinde, ilk kez 1963 yılında Selahattin Akel'in sonraları sırasıyla; 1964'te Hakkı Yeten1968'de Talat Asal,1970'de Ağası Şen ve 1977'de Gazi Akınal'ın oluşturdukları listelerde yönetim kurulunda yönetici olarak görev yaptı.
1980'li yıllarda Milli İstihbarat Teşkilatı İstanbul Müdürlüğü yaptığı dönemde, Beşiktaş'ın kötü gidişini gördü ve çok sevdiği Beşiktaş için bu görevi bıraktı. 1 Nisan 1984'de Mehmet Üstünkaya ile girdiği başkanlık yarışını kazandı ve 16 yıl sürecek başkanlık görevine başlamış oldu. Başkanlığı süresinde Beşiktaş Futbol takımı; 5 Lig Şampiyonluğu4 Türkiye Kupası4 Cumhurbaşkanlığı Kupası2 Başbakanlık Kupası ve 6 TSYD kupası kazandı. Sportif başarıların dışında Beşiktaş Kulübüne birçok tesis kazandırdı. Bunlardan bazıları Akaretler Kulüp Binası, Fulya Stadı ve kamp tesisleri, BJK Plaza, Yeşilköy, Pendik ve Çilekli tesisleri oldu. Seba döneminde,BJK Koleji kuruldu ve BJK İnönü Stadı 49 yıllığına kiralandı.
13 Şubat 2000 tarihinde BJK Mali ve Olağan Genel Kurulunda yaptığı konuşmayla başkanlık görevine veda etti. Beşiktaş kulübü, O'nun döneminde bir istikrar örneği gösterermişti. "Şerefli İkincilikler" lafı onun döneminde ortaya çıktı.
Görevi bıraktığı gün yaptığı konuşmada;
1984 yılında, ilk defa huzurlarınıza çıktığımda, kongre konuşmamın başında söylemiş olduğum sözleri hatırlatmak istiyorum: 'Herkesi bir zaman için aldatabilirsiniz, Bazı kişileri her zaman aldatabilirsiniz, Ama herkesi her zaman aldatamazsınız!' Ben kimseyi hayatım boyunca aldatmadım...! 1984 yılında huzurlarınıza hangi heyecan ve duygularla gelmişsem bu gün de huzurlarınızda aynı heyecan ve duygularla başım dik, gönlüm rahat ve huzur içerisinde sizlere veda ediyorum...!
dedi ve genel kurul'un yapıldığı, salonu tıklım tıklım dolduran genel kurul üyelerinin dakikalarca devam eden alkışlardan sonra gözyaşları içinde kürsüye veda etti.
Beşiktaş Kulübü tarafından, senelerce kendisine hizmet eden Süleyman Seba'ya "Onursal Başkalık" ünvanı verildi. Rahatsızlığı nedeniyle Beşiktaş maçlarını genelde radyolardan takip eden Süleyman Seba, Sakarya'daki çiftliğinde yaşamını devam ettirmektedir.

Beşiktaş Marşı Sagopa Kajmer...


29 Mayıs 2013 Çarşamba

Beşiktaş Plaza ve Klüb Binası...

    Akaretler Süleyman Seba Caddesi’nde bulunan BJK arsası üzerinde Şubat 1992 tarihindeki ihale sonucunda kat karşılığı sözleşme yapılarak iş merkezi inşaatına başlanmıştır. 1995 yılında inşaatı bitirilen plazanın B Blok’u BJK’ya aittir. Zemin katın altı 3 kat otopark olarak planlanmıştır. 13 katlı olan plazanın zemin katında dükkanlar, diğer katlarda ise ofisler mevcuttur. BJK B Blok giriş katta ve tamamı kulübe ait olan kulüp binasında çalışmalarını sürdürmektedir. Diğer dükkan ve ofisler BJK adına kiraya verilmiştir.




Beşiktaş Fulya Süleyman Seba Kompleksi...

     


      Tam yarım asırdır Beşiktaş'ın tarihine damgasını vuran BJK Fulya Süleyman Seba Projesi'ne, Hakkı Yeten'den Mehmet Üstünkaya'ya, Süleyman Seba'dan Serdar Bilgili'ye kadar birçok başkanımız, yüzlerce Beşiktaşlı emek verdi. 30 Mayıs 2004 tarihinde Beşiktaş Başkanlığı'na seçilen Yıldırım Demirören, göreve başladığı ilk günden itibaren Fulya'nın Beşiktaş'ın geleceği için çok önemli bir proje olduğunu her fırsatta dile getirdi ve çalışmaları hemen başlattı. İşte bu önemli projede mutlu sona ulaşıldı. Kulübümüzü yıllık sabit gelirinin yüksekliği açısından da Türk spor tarihinde farklı bir yere taşıyacak olan ve inşaatı tamamlanan BJK Fulya Süleyman Seba Projesi'nin açılışı 11 Şubat 2009'da görkemli bir törenle yapıldı.

Hakkı Yeten'den Mehmet Üstünkaya'ya kadar birçok dönem kulübümüzün gündeminde olan Fulya'nın Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'nden alınması için Onursal Başkanımız Süleyman Seba da çok emek verdi ve bir bölümünü de aldı. 16 yıllık Seba döneminden sonra 2000 yılında başkanlığa seçilen Serdar Bilgili döneminde de tesisin planlaması yapıldı. Bilgili döneminde de Fulya için yoğun çalışmalar yapıldı. Fulya'nın "Süleyman Seba" ismini alması, planlamaların tamamlanması, ruhsatların alınması ve projenin başlatılmasını ise 30 Mayıs 2004 tarihinde Beşiktaş Başkanlığı'na seçilen Yıldırım Demirören tarafından yapıldı. BJK Fulya Süleyman Seba Projesi, İnönü Stadı'nın inşaatının bitiş tarihi olan Ekim 2004'ten itibaren Yönetimimiz'in öncelikli hedefi halindeydi. Bu hedef doğrultusunda Yatırımlardan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyemiz İlhan Durusoy başkanlığında Yüksek İstişare Kurulu kuruldu. Proje geliştirme çalışmaları tamamlanarak geliştirilen Avan Proje, 2005 yılının Şubat ayında Genel Kurul Üyelerimiz'e tanıtıldı. Ardından onaylanan proje üzerine ihale çalışmalarına başlandı. Bu çalışmaların sonucunda dört ayrı modelden oluşan ihale dosyası hazırlandı. Bu modeller; yüklenici finansmanı, yüklenicinin bulduğu işveren finansmanı, yatırımcı işletmeci modeli ve kat karşılığı inşaat modeliydi. Bu dosyanın tanıtımının ardından ihaleye Türkiye'nin önde gelen 17 inşaat firması davet edildi ve bunlardan 10'u katıldı.
7 Haziran 2005 tarihinde şirketlerden alınan teklifler, 18 Temmuz'a kadar İhale Komisyonu tarafından incelendi, çeşitli görüşmeler ve pazarlıklar yapıldı.
Ve proje, yüzde 67'si kulübümüze ait olmak üzere kat karşılığı inşaat artı bedelle 21 Temmuz 2005 tarihinde Aşçıoğlu'na ihale edildi. Sözleşmenin imzalanmasının ardından 25 Temmuz 2005 tarihinde Ahmet Fetgeri Spor Salonu ve Hakkı Yeten Stadyumu'nun yıkımına başlandı.
PROJENİN KAPSAMI
Projenin neleri kapsadığına gelince... Aşçıoğlu firması, kendine ait yüzde 33'lük kısmı konut yapıp satma ve oradan sağladığı finansmanla kulübümüze ait kısımları inşa etme modeliyle ilerledi. Dolayısıyla projede yer alan iki blok tamamen konut olarak inşa edildi. Kulübümüz'e ait olan kısım için pazarlama stratejisi ise projeden önce gerçekleştirildi. Projenin çok yakınında, çok büyük bir alışveriş merkezi bulunması, şehirde yapılmakta olan alışveriş merkezlerinin sayısı, projenin lokasyonu, şehiriçi trafiği, garantili gelir sağlama hedefi gibi nedenlerle, alışveriş merkezinden çok, hastane, hipermarket, otel, İstanbul'da yeni gelişmeye başlayan dev teknomarketler gibi az sayıda, büyük alanlı ve uzun vadeli garantili kiralama yapma fonksiyonları göz önünde bulunduruldu. Pazarlama çalışmalarına çok erken başlamanın verdiği avantajla, kira sözleşmeleri de aynı hızla, inşaata başlar başlamaz yapıldı. Hastane için sağlık sektörünün ileri gelen kuruluşlarından Acıbadem'le, hipermarket için uluslararası bir güç olan Metro AG'nin hipermarket zinciri Real'le, teknomarket için Medya MARK'la, ofis ve yiyecek bölümü için Aşçıoğlu firması ile uzun vadeli kira sözleşmesi imzalandı. Toplamda 160.000 metrekarenin üzerinde olan projenin çevre düzenlemesi de büyük bir özenle yapıldı.
PROJENİN TEKNİK DETAYLARI
İnşaat Sözleşme imza tarihi:21.07.2005
İksa-hafriyat Başlama Tarihi: Eylül 2005
Kaba İnşaat Başlama Tarihi: Nisan 2006
BJK Süleyman Seba Kompleksi Toplam İnşaat Alanı:162 500 m2
Toplam 45760 m2 alana sahip 42 Katlı 2 Residence Bloğu
Toplam 23000 m2 alana sahip 17 Katlı Hastane Bloğu
Toplam 13600 m2 alana sahip 27 Katlı Ofis Bloğu
17800 m2 Market ve Çarşı
8080 m2 Teknomarket
3050  m2 Food Court
2700 m2 Kültür ve Kongre Merkezi
1300 Araçlık Ticari Otopark
376 Araçlık Konut Otoparkı
Kullanılan Betonarme Betonu: 114,515 m3
Kullanılan Betonarme Demiri: 19,000 ton
Kullanılan Toplam Seramik Miktarı:78,500 m2
Kullanılan Toplam Doğrama Miktarı: 17,200 m2
Kullanılan Toplam Şap Miktarı: 70,000 m2
Kullanılan Toplam Fibrobeton (dış cephe kaplaması) miktarı: 43,500 m2
Kullanılan toplam boru miktarı (mekanik): 185 km
Toplam havalandırma kanalı uzunluğu: 52,000 m2
Toplam trafo kapasitesi: 8.8 MW
Toplam jeneratör kapasitesi: 7.4 MW
Toplam ısıtma kapasitesi: 10,800 kW
Toplam soğutma kapasitesi: 10,750 kW
Toplam çalışan eleman sayısı: 1950 kişi

Beşiktaş Koleji...

     Beşiktaş Belediyesi’nden 10 yıllığına kiralanan alan üzerinde bulunan ve lokanta olarak düşünülen binanın okul olarak tadili teklifimiz 28.06.1996 tarihli encümen kararı ile uygun görülmüştür. Kaynar Eğitim Hizmetleri ve Tesisleri A.Ş. ile okul yapımı ve işletilmesine ilişkin bir sözleşme imzalanmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı, Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü’nün 20.05.1997 tarihli izni ile 1997-1998 öğrenim yılında anaokulu ve ilkokul olarak hizmete girmiştir. Anaokulu ve ilkokul kısmı Çilekli'deki binada hizmet vermekteyken 8 yıllık Temel Eğitim Yasası’nın çıkması ile mevcut binanın yeterli büyüklükte olmaması nedeniyle Reşitpaşa semtinde kiralanan binada 6 ,7 ve 8. sınıflara eğitim verilmektedir. Öğrencilerin Akatlar’daki Spor Salonu’ndan faydalanmaları da sağlanmıştır.
Beşiktaş Koleji tarafından kurulan BJK Bilim Müzesi, 21 Mayıs 2009 yılında Başkanımız Yıldırım Demirören'in de katıldığı törenle açıldı. 




Beşiktaş Süleyman Seba Spor Spor Salonu...

     Spor Salonu 21.09.1984 tarihinde Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ile BJK arasında imzalanan protokol ile 49 yıllık intifa hakkı BJK'ya ait olan 2.669 m2 alanda bulunmaktadır. İnşaat ihalesi 1993 yılında Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’nce yapılmıştır. 03.06.1999 tarihinde de Spor Salonu BJK'ya devredilmiştir.Antrenman amaçlı olan Spor Salonu’nda gerekli tadilatlar yapılarak erkek ve bayan basketbol ile hentbol takımlarımızın antreman yaptıkları, ulusal ve uluslararası turnuva müsabakalarını oynadıkları 1500 seyirci kapasiteli NBA standardında parke zeminli modern bir spor salonu haline getirilmiştir. 17.09.1999 tarihinde resmi açılışı yapılarak hizmete girmiştir. Aynı parsel üzerinde 120 m2 alanlı prefabrik bir bina yaptırılmış olup basketbol idari kadrosu çalışmalarını bu binada sürdürmektedir.



19 Mayıs ve Beşiktaş...

19 Mayıs 1919, Ulu Önderimiz Atatürk’ün Samsun’da Milli Mücadele’yi başlatarak, Türk Milleti’ne Bağımsızlığı için yeşil ışık yaktığı en önemli gündür. İşte her yıl yurdumuzun çeşitli kentlerinde büyük bir istek ve coşkuyla kutladığımız 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı, bu nedenle ulusumuz için apayrı bir önem taşımaktadır. Bugünün, Beşiktaş için de çok büyük anlamı vardır. Çünkü 19 Mayıs’ı Türkiye’ye armağan eden, en büyük Beşiktaşlı Atatürk’tür. 19 Mayıs’ı, Gençlik ve Spor Bayramı’na dönüştürmek ise bir Beşiktaş zaferidir.
Atatürk Spor Günü
19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı, ilk defa 24 Mayıs 1935’te “Atatürk Günü” adı altında yapılmıştır. Ebedi Şef Atatürk’e gençliğin beslediği sevgi ve saygıyı dile getirebilmek amacıyla bir “Atatürk Spor Günü” düzenlemeye karar veren Beşiktaş Jimnastik Kulübü, 1935 Mayıs ayı içinde Galatasaray ve Fenerbahçe kulüpleri ile bir toplantı tertipleyerek, bu fikri ortaya atmıştır.
24 Mayıs 1935 günü bu bayram nedeniyle, Fenerbahçe Stadı’nda yapılacak hareketleri izlemek üzere 20 binden fazla seyirci toplanmıştır.
O gün yarışmalardan önce yapılan resmi geçitte, başta 100’ü aşkın sporcu kadrosuyla Beşiktaş, onu takiben Fenerbahçe ve Galatasaraylı sporcular, bir örnek kıyafetleriyle başları dimdik, gözleri ilerde, göğüsleri kabararak sert adımlarla yürürken, çılgınca alkışlanmışlardır. Bu çok güzel olaydan kısa bir zamandan sonra, Türk Spor Teşkilatı ileri gelenleri, 1924’ten beri her yıl yapılmakta olan Spor Kongresi için, Ankara’da bir araya gelmişlerdir.
Sporun ve Beşiktaş’ın Bayramı
Beşiktaş’ın kurucularından Ahmet Fetgeri Bey, ilk gün kürsüye çıkmış ve şu öneriyi getirmişti kongreye: “Muhterem Kongre üyeleri, Beşiktaş Jimnastik Kulübü, uzun zamandan beri tasarlanmakta olduğu bir spor projesini, kardeş kulüpler olan Fenerbahçe ve Galatasaray ile nihayet tatbik mevkiine koymuş ve 24 Mayıs 1935 günü Kadıköy sahasında bir “Atatürk Spor Günü” düzenlemiştir.
Türk spor basını ve spor kamuoyunda çok geniş yankılar uyandıran bu gençlik hareketi, gerçekte Türk Gençliği’nin Ulu Önder Atatürk’e olan sevgi ve saygısını gösterebilmesi için bir vesile olmuştur. Amacımız şudur; İstanbul’da gerçekleştirdiğimiz bu “Atatürk Günü”nün tüm Türk Gençliği’ne mal edilebilmesi için 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı adı altında ve her yıl yapılmasını teklif ediyorum. Kabul edilmesi halinde bu karar, Beşiktaş Kulübü’nden çok, kongrenin onuru olacaktır. Saygılarımla.”
Ahmet Fetgeri Bey, alkışlar arasında kürsüden indikten sonra, tasarı oylamada kabul edilmiş ve Atatürk’e arz edilmiştir. Ebedi Şef, bu güzel tasarıyı düşünmeden kabul etmiş ve kanunlaşması için ilgililere gerekli son emirleri de vermiştir.

İşte 1935 yılının Mayıs ayı içinde Beşiktaş Jimnastik Kulübü tarafından ortaya atılıp, gerçekleştirilen bu gençlik hareketi kanunlaştıktan sonra, “19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı” olarak büyük bir coşkuyla, büyük bir onurla nesillerden nesillere kutlanmaya devam ediyor.
Atatürk, Gençlik, Spor...
Atatürk Türk gençliğini seviyor, onlara güveniyor ve Türkiye’nin geleceğini onların ellerine bırakmaya çekinmiyordu. Gençliğe bıraktığı bu önemli görevi söylevinde şöyle dile getiriyordu Atatürk: “Ey Türk Gençliği! Birinci ödevin; Türk bağımsızlığını, Türk Cumhuriyetini sonsuzluğa değin korumak ve savunmaktır. Varlığının ve geleceğinin biricik temeli budur. Bu temel senin en değerli güven kaynağındır.”
Atatürk, “Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur!” sözü ile başarılı olabilmenin bir koşulunun da sağlıklı olmak olduğunu, sağlıklı olmak için de spor yapmak gerektiğini vurgulamıştır. Her yıl 19 Mayıs günü Gençlik ve Spor Bayramımız yurdun her yanında spor gösterileri ve törenlerle kutlanır.
19 Mayıs; 1981 yılından bu yana “Atatürk’ü Anma Günü” olarak da kutlanmaktadır. Bunun nedeni  Atatürk’ün bir söyleşi sırasında: “Ben 19 Mayıs’ta doğdum” demiş olmasıdır.
19 Mayıs; Türkiye’nin, gençliğin, sporun ve en çok da BEŞİKTAŞ’ın Bayramı’dır.